Özgür Özel: Erdoğan’a Tayfun Kahraman’ın yaptığı konuşmayı hatırlattım
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde ziyaret etti.
ABB Başkanı Mansur Yavaş, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e Ankara’nın beş beyazı olan Ankara tavşanı, Ankara balı, Ankara keçisi, Ankara kedisi ve Ankara güvercinini simgeleyen bir plaket takdim ederken, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise ABB Başkanı Mansur Yavaş’a seçimlerdeki başarısı adına Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne yaptığı bağışın sertifikasını hediye etti.
‘BEN ONU HİÇ ÜSTÜME ALMAMIŞTIM’
Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özel, 7. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmesinin detaylarına değinerek, “O Twitter meselesiyle ilgili ben onu hiç üstüme almamıştım, almamakla da doğru yapmışım. Genel başkanlar her tweet’i üstüne almazlar. Dün de kendisinin son derece yapıcı, son derece katkı verici, geleceğe dönük ve ışık tutucu bir yaklaşımı vardı” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesinde gündeme gelen Osman Kavala meselesine ilişkin de Özel, “AİHM kararına karşın inatlaşılmamalı. Yeniden yargılamam mı yargılamanın yenilenmesi mi en doğrusunu hukukçular bilir ama bir yol bulunsun, Türkiye bu cendereden kurtulsun” diye konuştu.
Özel’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle oldu:
BÜTÜN BELEDİYELERE TASARRUF GENELGESİ GÖNDERECEĞİZ: Bu belediye tasarrufun başkenti. Önümüzdeki günlerde bütün belediyelere göndereceğimiz tasarruf genelgesi titizlikle hazırlanıyor. Tasarruf nedir israf nedir diye tartışan, israf nedir diye bakacaklarsa 7 kere tasarruf belgesi çıkarıp uymayıp 8’incisini hazırlayanlara baksınlar. Tasarruf nedir diye bakacaklarsa başta ABB olmak üzere yönettiğimiz belediyelere baksınlar. Biz tasarrufu ön plana alan, israfı bitiren, hizmeti getiren belediyecilik anlayışına sahibiz. Bu anlayış çakarlı arabalarla, uzun konvoylarla, korumalarla değil bir minibüsle, sokakta yürümesiyle, vatandaşın derdini bizzat dinlemesiyle, halkın içinde belediye başkanının neler yapabileceğini gösterdi. Ankaralılara Mansur Yavaş’ı anlatacak değilim. Mansur Yavaş’ın elde ettiği başarı tek başına elde dilmiş başarı değildir. Biz gücü elimize geçirdiğimizde şımaranlardan, kibre kapılanlardan değiliz. Belediye meclisine eşimizi, dostumuzu işe sokmak, onun bunun işini takip etmek için değil, kimsesizlerin kimsesi olarak girdik. CHP’nin geçen dönem Meclis’te azınlıkken birçok kararı alamazken bir destan yazdılar ve CHP belediyeciliği tescillendi. Bir 5 yıl daha görev aldılar. Ama bu 5 yılın seçimlerin yapılacağı güne kadar ki kısmı, bu sefer CHP’liler kamu yönetiminde çok iyiler, dürüstler, tutumlular dedirtip bundan sonraki süreçte genel iktidarın anahtarı da bu arkadaki ABB Meclis grubunun uyumlu, emek yoğun icraatlarıyla gerçekleşecek. Bundan sonraki süreçte CHP’li belediyelerin çok daha önemli işleri yaptığını göreceksiniz.
ERDOĞAN’A ÖZELLİKLE TAYFUN KAHRAMAN’IN BÜLENT ARINÇ’LA VE KENDİSİ İLE YAPTIĞI KONUŞMAYI HATIRLATTIM BELGELERİ BIRAKTIM: (‘Erdoğan’la görüşmede gündeme gelen Gezi tutukluları, Osman Kavala ile ilgili yeniden yargılama, atılacak olumlu bir adım bekliyor musunuz’ sorusu üzerine) Bu konuda en yoğun beklenti Türkiye’nin ekonomisi iyiye gitsin isteyen herkesin beklentisidir. Gezi Davası, bu konudaki AİHM ve AYM karaları ayrı ayrı uygulanmadığı için Türkiye’de hukukun üstünlüğü olmadığını, insanların önünü göremediğini böyle bir ülkeye yatırım yapılamayacağını, kredi verilemeyeceğini doğrudan ekonomiye dahi olumsuz etkisi olan durum olduğunu anımsatalım. Ben Erdoğan’a, Tayfun Kahraman’ın, Bülent Arınç ve kendisiyle yaptığı konuşmayı satır satır hatırlattım ve belgeleri bıraktım. Sayın Erdoğan’a, ‘Bülent Arınç ile görüştüğünde siz yurtdışındaydınız. Cumhurbaşkanı dönmesin, bakanlar istifa etsin, yönetimi bize bırakın dedilerse, hiçbirini içeriden çıkarmayın, bu darbe girişimidir. Ama ne demişlerdi? Ağaçları kesmeyin, kışla yapmayın, AKM’yi yıkmayın ve gaz fişeğini silah gibi kullanmayın. Bu talepler son derece masum’ dedim. Sonra, Tayfun Kahraman yine birlikte olduğu oda başkanlarıyla birlikte Erdoğan gelince onu da ziyaret etti. Kahraman’ın bu görüşmeden sonraki açıklamasını okudum. ‘Başbakanımız’ diye başlayan, ‘Olumlu atmosferde geçti. Ağaçlar kesilmeyecek, yargı kararı beklenecek, referandum yapılacak, referandum yapılacak ve halk isterse topçu kışlası yapılacak. Artık Gezi sakinlerinin takdirine sunuyorum, bu olumlu yaklaşımı’ diye konuşan birisi içeride yatamaz, yatmamalı. AİHM kararına karşın inatlaşılmamalı. Türkiye’de yargı talimat alıyor tartışmasına ben girmeyeyim, yargı da talimat almasın. Yeniden yargılamam mı yargılamanın yenilenmesi mi en doğrusunu hukukçular bilir ama bir yol bulunsun, Türkiye bu cendereden kurtulsun.
CUMHURBAŞKANI’NIN DÜŞÜNCELERİNİ İFADE ETMEK BANA DÜŞMEZ: (‘Erdoğan ile ilgili görüşmede hasta tutuklular konusunun gündeme geldiği ve Erdoğan’ın bu konuda talimat verdiği doğru mu’ sorusuna) ‘Kamuoyuna mal olmuş konularda kendi düşüncelerimi söyleyebilirim ama Cumhurbaşkanı’nın düşüncelerini ifade etmek bana düşmez. Bu sorunun muhatabı kendisi. Ben büyük dramı anlattım, gerekenin yapılmasını kendisinden talep ettim.
GENEL BAŞKANLA 8,5 YIL ÇOK DEFA YEMEK YEDİK, BU KADAR KEYİFLİ BİR YEMEK HİÇ YEMEMİŞTİK: (Kemal Kılıçdaroğlu görüşme) ‘Genel Başkanımızla en çok faydalı hem bugüne kadar en rahat ve en keyifli yemeğimizi yedik. İki taraf da kazanan tarafta sonuçta. Tabii ki hem Meclis Başkanı hem de Cumhurbaşkanı’yla yaptığım görüşmeyle ile ilgili kendisine bilgi verdim. Detayların önemli bir kısmını paylaştım. Kendisinin görüşlerini aldım. O Twitter meselesiyle ilgili ben onu hiç üstüme almamıştım, almamakla da doğru yapmışım. Genel başkanlar her tweeti üstüne almazlar. Dün de kendisinin son derece yapıcı, son derece katkı verici, geleceğe dönük ve ışık tutucu bir yaklaşımı vardı. Öyle bir sorun alanımız yok Genel Başkan’la. Bundan sonra partiyle ilgili, partinin geleceğiyle ilgili, partinin iktidara gelmesiyle ilgili umutlarımız var. Bu konuları konuştuk. Genel Başkanla 8,5 yıl çok defa yemek yedik, bu kadar keyifli bir yemek hiç yememiştik.
(HABER MERKEZİ)